Kitaptan
...Yol boyunca yarış hazırlıklarını görüyorum. Birçok yerde atletler için ikmal noktaları oluşturmuşlar. Su, kesilmiş portakal dilimleri ve portakal suları var masalarda. Auchan’a gitmiyorum, maratonun başlama noktası olan Lux Expo arazisine gidiyorum.
İstanbul’da yapılan Avrasya Maratonu’nun Lüksemburg’taki karşılığı bu maraton ve katılım 5.000 kişi ile sınırlı tutulmuş.
İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı organizasyon ve sponsorluk işini burada İNG Bank yapıyor, her yerde bankanın reklamları var.
Maratonun startı planlandığı gibi tam akşam saat yedide veriliyor. En önde dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş milli atletler bulunuyor. Onların ardından şehir halkı koşuyor. Beş bin kişilik bir kitlenin çıkışı zaman alıyor.
Toplaumsal Gozlem
Maratonu izliyorum. Beş bin kişi aynı anda koşuyor. Herkesin koşma şekli farklı, koşarken insanların yüz ifadeleri farklı, bazıları gülümsüyor koşarken, bazıları kendilerini ziyaret edenlerin tezahürat yapması için ellerini sallayarak geçiyor izleyicilerin önünden, bazıları önlerine bakarak koşuyor kendi halinde.
Bazı insanlar bedensel olarak çok güçlü görünmese bile en önlerde gidebiliyor, koşabiliyor. Bedenen daha güçlü gibi görünen bazı koşucular çok arkalarda kalabiliyor. Bu durum biraz elindeki imkanları kullanmakla; azimle, uğraşmakla, çaba göstermekle alakalı olsa gerek....
Devamını okumak isteyenler, kitabı satın alabilirler.
Kitap sipariş sayfası.