Education Centre

Arayabilirsin:   90 (542) 57 107 57

15.07.2011 - Bye Bye Luksemburg

Lüksemburg’ta bıraktığım bisikletim ve çantam.
Lüksemburg’ta bıraktığım bisikletim ve çantam.
Bisikletlere ait kısım.
Bisikletlere ait kısım.
Bisikletim ve iki valiz.
Bisikletim ve iki valiz.
Gerekirse bisikletler asılabiliyor.
Gerekirse bisikletler asılabiliyor.
Bisikletimin yol arkadaşı.
Bisikletimin yol arkadaşı.
Yamaçlardaki üzüm bağları.
Yamaçlardaki üzüm bağları.
Dağlar tarım alanına çevrilmiş.
Dağlar tarım alanına çevrilmiş.
Nehrin yanındaki yerleşim.
Nehrin yanındaki yerleşim.
Üzüm yetiştiricilerin yaşadığı evler.
Üzüm yetiştiricilerin yaşadığı evler.
Gayet güzel evler.
Gayet güzel evler.
Ev ve sera.
Ev ve sera.
Üzüm bağları.
Üzüm bağları.
Bu alan yeni ekilmiş.
Bu alan yeni ekilmiş.
Çok geniş bağlık alanlar.
Çok geniş bağlık alanlar.
Trende konforlu koltuklar.
Trende konforlu koltuklar.
Baş dayama yerleri var.
Baş dayama yerleri var.
Köln'e ulaştım.
Köln'e ulaştım.
İki valiz, bisikletim ve sırt çantam.
İki valiz, bisikletim ve sırt çantam.
Dom Katedrali.
Dom Katedrali.
Katedral'in önden görünüşü.
Katedral'in önden görünüşü.
İlginç su kanalı.
İlginç su kanalı.
Köln'de bir süre dolaşıyorum.
Köln'de bir süre dolaşıyorum.
Çikolata fabrikası.
Çikolata fabrikası.
Nehrin yanı ağaçlık.
Nehrin yanı ağaçlık.
Asma kilitli köprü.
Asma kilitli köprü.
Köprüde asılı yüzbinlerce kilir.
Köprüde asılı yüzbinlerce kilir.
Yol boyunca kililer asılı.
Yol boyunca kililer asılı.
İnsanlar sevgilerini kilitlemiş.
İnsanlar sevgilerini kilitlemiş.
Daha yaratıcı olanlar da var.
Daha yaratıcı olanlar da var.
Bazılarına bir kilit yetmemiş.
Bazılarına bir kilit yetmemiş.
Köln havaalanındayım.
Köln havaalanındayım.
Bisikletimi paketlemeliyim.
Bisikletimi paketlemeliyim.
Paketlendi.
Paketlendi.
Kitap sipariş sayfası.

Kitaptan

Zamana Karşı Yarış
...Glacias’taki taksi duraklarına kadar indikten sonra bir taksi tutup bavulları taksiye atıyorum, bisikleti sürerek tren istasyonuna gidiyorum, taksi 13 euro tutuyor. 10:12'de istasyona ulaşıyorum, Köln’e gideceğim tren 10:24'te kalkacak.

Bisikleti garın girişlinde görebileceğim bir yere bırakıp iki valizi çekerek garın içine götürüyorum, bisikleti gözümün önünden ayırmadan. Valizleri garın içine bırakıp bisikleti alıyorum. Bineceğim tren yedi numaralı perondan kalkacak, alt geçitten geçmem gerekiyor, merdiven inip çıkmam gerekiyor. Hiç kolay olmuyor ama saat onu yirmiüç geçe perona çıkabiliyorum.

Almanya'da Üzüm Bağları
Trenin camından dışarı bakarak Almanya’ya içinde gidiyorum. Geçerken gördüğüm kadarı ile Almanya da çok güzel. Her taraf yeşillik, ağaçlık olmayan her tarafta tarım yapılıyor. Dağlık kesim, yamaçlar üzüm bağları ile dolu. Abartısız dağ-taş üzüm bağları ile doldurulmuş.

Üzüm bağlarında çalışan insanların yaşadığı evlere bakıyorum. Müstakil en az iki üç katlı geniş evlerde yaşıyorlar. Birileri çalışıp, zahmetine katılıp bir başkalarının keyfini sürüyor olması durumu yok burada. Herkes çalışıyor ve herkes iyi şartlarda yaşıyor. Sosyal adalet gayet iyi sağlanmış durumda.

Yolculuk yaptığım trende koltuklarda kafa yaslama yerleri var. Yolculuk esnasında uyumak isteyen insanlar yandaki kişinin omzuna düşmesin diye çözüm üretmişler.

Köln
Tren tam vaktinde 13:42’de Köln’e ulaşıyor. Doğrudan havaalanına gidip çantaları emanete bırakmak niyetindeydim. Havaalanına giden tren S peronundan kalkıyormuş. Valizleri ve bisikleti perona taşıyorum.

Havaalanına gitmek için bilet almam gerekiyor. Kendim için ve bisiklet için 2,5€ ve bisiklet için de 2,5€ olmak üzere toplam 5€ ödüyorum. Information Point’ten öğreniyorum ki o aldığım biletler sadece 19 dakika geçerliymiş. Akşama belki tekrar bilet almam gerekir, duruma göre karar vereceğim.

Gar içerisindeki valizleri emanete bırakabileceğim bir yer buluyorum, akşam saat sekize kadar çalışıyormuş. Valizleri bırakıp şehrin Köln’ü bisikletle keşfe çıkıyorum.

Garın çıkışında sol tarafta Dom Katedrali tüm ihtişamı ile yükseliyor.

Katedralin etrafında birkaç tur döndükten sonra şehrin içinde rastgele dolaşıyorum. Şehir planlaması açısından son derece güzel bir şehir. Şehrin içinde yeterince yeşil alan var.

Katedralin doğu tarafından geçen nehrin üstüne, şehir ulaşımına engel olmasına meydan vermeyecek kadar çok köprü yapılmış. Köprülerden bazılarından arabalar geçerken bazılarından çoğunlukla yeni üretilmiş arabaları taşıyan yük trenleri geçiyor.

Nehre paralel yürüyüş yolunda koşan, yürüyen, spor yapan bir sürü insan var. Şehirde ulaşım için bisiklet kullananların sayısı da azımsanacak gibi değil.

Kilitli Köprü
Katedrale en yakın olan köprüden geçerken şaşırıyorum. Yaya yolu boyunca yüz binlerce kilit asılı.

Burayı ziyaret edenler, kilitlerin üstüne aşklarını, sevgilerini işletip asıyorlar, anahtarını da nehre atıyorlar. Her türden kilit görmek mümkün. Bazıları tek kilitle yetinmeyip birçok kilidi asarak kalp şekli yapmışlar, bazıları kocaman motosiklet kilidini asmış.

Ben de yedek bisiklet kilidimi asıp anahtarını atıyorum. Bu bana yapmak kendimi iyi hissettiriyor. Ben de oraya kilit asmış olan insanlar grubuna dahilim artık.

Şehrin içerisinde bir süre dolaştıktan sonra akşam yedi buçuk gibi gara dönüyorum. Emanetten valizlerimi alıyorum. S peronuna çıkıyorum.

Bisikleti Paketliyorum
Check-in gişesindeki görevlilerden birisine soruyorum, bisikleti paketlemem gerekiyormuş. Bunu düşünüp Köln’den paketleme için gerekli malzemeleri almıştım. Beş metre kadar hava kabarcıklı ambalaj naylonu, bir kutu plastik kelepçe ve bir para bandı paketleme için yeterli. Saat dokuza on kala paketlemeye başlıyorum, üç saat vaktimi alıyor, çok da güzel paketliyorum.

Check-in yapıyorum. Büyük bavulum 27 kilo, daha küçük boy olan 24 kilo, elli kilo hakkım var. Orta yaşlardaki görevli memure fazladan bir kiloyu görmezden geliyor.

Valizi yükleme bandına koyarken henüz ikinci defa kullandığım büyük siyah valizin tutma saplarından birisi kopuyor!...

Devamını okumak isteyenler, kitabı satın alabilirler.

Kitap sipariş sayfası.